Kur’an ve oruç ayı Ramazan boyunca yapageldiğimiz ibadetlerin, dua ve tilavetlerin, zekât, fitre ve sadakaların kalbimize ve hayatımıza getirdiği güzelliklerle Ramazan Bayramı’na giriyoruz. Allah’ın rızasına ve sonsuz rahmetine yaklaştıracağına inanarak yalnız O’na kulluk bilinciyle ifa ettiğimiz ibadetlerimizin bir semeresi olarak bütün benliğimizi kaplayan huzurla bir kez daha bizleri bayram sevinciyle buluşturan Rabbimize sonsuz hamd ediyoruz.
Ramazan Bayramı, İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak ölçülerine sadakatle ortaya konan sarsılmaz bir dirayetin karşılığında Allah’ın müminlere latif bir armağanıdır. Bayramları anlamlı kılan, başta ailemiz olmak üzere bütün insanların hatta can taşıyan her varlığın bu iyilik ve güzellik ikliminden en güzel şekilde istifade etmesidir. Dolayısıyla acı, hüzün ve gözyaşının kuşattığı dünyamızda, bütün müminler olarak aynı hissiyatı ve aynı sevinci yaşamak adına birlik-beraberliğimizi, kardeşlik duygularımızı, gönül köprülerimizi onarmak ve güçlendirmek bayramların bizlere yüklediği en önemli görevdir.
Bizler, her şeyden önce kardeşine tebessüm etmeyi sadaka addeden bir peygamberin ümmetiyiz. Bu bilinçle hareket etmek ve bayramı, dostluk, kardeşlik ve muhabbet meşalesini çevremizden başlayarak bütün âleme yaymakla yükümlüyüz. Sevgili Peygamberimizin “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer,” hadis-i şerifini şiar edinerek iyilik elimizi bütün kardeşlerimize uzatmak durumundayız.
Bu sebeple bayram günlerini dostlukları pekiştirip, dargınlık ve düşmanlıkları ortadan kaldırmak için fırsat bilelim. Başta anne-baba ve aile büyüklerimiz olmak üzere komşularımızın, akrabalarımızın halini hatırını soralım, sıla-i rahimde bulunalım. Bayramın coşkusunu ailelerimizle, göz aydınlığı çocuklarımızla, geleceğimizi imar edecek olan gençlerimizle birlikte yaşayalım. Birlikte yapacağımız iyiliklerle çocuklarımıza dostluğu, kardeşliği, cömertliği, ikramı, merhameti, fedakârlığı öğretelim. Bir yetimin yüzüne tebessüm nakşetmenin, bir annenin gözyaşını silmenin, bir babanın yüreğine inşirah vermenin, bir yaşlının yalnızlığını gidermenin, bir yoksula umut olmanın, bir hastaya şifa dilemenin ve geçmişlerimizi rahmetle yâd etmenin güzelliğine çocuklarımızı da ortak edelim. Paylaşmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın manevi hazzını onlarla birlikte yaşayalım. Hüzünleri ve acıları birlikte dindirip umutları birlikte yeşertelim.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Ramazan Bayramını tebrik ediyor; bu bayramın başta ülkemiz olmak üzere bütün yeryüzünün esenliğine vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı