Yine bir seçim öncesi doğudaki köye Vekiler ve siyasi temsilciler gelecekti…
Hazırlık yapıldı…
Kürsü kuruldu, parti bayrakları asıldı…
İyi de köylülerin olup bitenlerden, ülkenin halinden haberleri olmadığı gibi Türkçe de bilmiyorlar…
Kaymakam, Muhtar ve kanaat önderleri köylüleri topladı, “Vekillerimiz ve siyasi temsilcilerimiz sayın gubidikler geliyor arkadaşlar…
Asla ‘hayır” demeyeceğiz…
Ne derse uzun uzun alkışlayacağız…
Soru sorma adetleri vardır…
Ne sorarsa hep bir ağızdan olumlu olarak her bir ağızdan ‘öyledir' diyeceğiz” diye sıkı sıkı tembih ettiler Vekiller, siyasi temsilciler geldi…
Vekillerden biri çıktı konuşmaya…
Alkışladılar…
Konuşmasının sonunda sordu: “Her yere duble yol yapmadık mı?.
Köylüler bir ağızdan: “Eledir…”
“Suyu biz getirmedik mi?..”
“Eledir…”
"Okul Yapmadık mı?.."
"Eledir"...
“Kömür vermedik mi?..”
“Eledir…”
“Vali buzdolabı getirmedi mi?..”
“Eledirr…”
“Çocuk başına para vermedik mi, ne kadar çok çocuk, o kadar çok para demek değil mi?..”
“Eledirr…”
“Makarna gelmedi mi?..”
“Eledirrr…”
“Nohut gelmedi mi?..”
“Eledirrr…”
"Bulgur gelmedi mi?..."
"Eledir..."
“Bir de bize hırsız diyorlar…”
Köylüler hep bir ağızdan: “Eleediirr…”
Kızdı o zaman Vekil : “Hadi ulan, neresi eledir?..”
Lafın gelişi yani…
Diyelim dedik…
Yakında suyunuz ısınıyor sözde vekiller...
"Eledir"...